Native Mass Spectrometry and Related Methods for Structural Biology. Determination of Proteomic Profiles of Benign and Malignant Thyroid Nodules by MALDI-Imaging Technique.


İnce Ü. , Tokat F., Düren M., Özpınar A. (Yürütücü)

  • Proje Türü: TÜBİTAK - AB COST Projesi
  • Proje Grubu: Tıp Sağlık
  • Projenin Yürütüldüğü Birim: Tıp Fakültesi
  • Başlangıç Tarihi: Mayıs 2015
  • Bitiş Tarihi: Aralık 2017

Özet

Proje Özeti

Günümüzde çok sık rastlanan Tiroid nodüllerinin histopatolojik tanısının konulmasını sağlayan en güvenilir ve ucuz yöntem İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi’dir (İİAB). Ancak, ayırıcı tanıda ayrım kriterlerinin yeterli olmayışı bazı nodüllerin histopatolojik tanılarının başarıyla konulamamasına neden olduğundan benign nodüle sahip hastaların gereksiz ameliyat olmasına yol açmaktadır. Papiller Tiroid Kanseri (PTK) en yaygın endokrin malignitedir ve köken aldığı hücre tiplerine göre farklı histolojik varyantları mevcuttur. Özellikle, PTK’nın histopatolojik varyantları arasında bulunan Foliküler Varyant Papiller Tiroid Kanseri’nin İİAB yöntemi ile histopatolojik olarak karakterize edilip, tanı konulmasında zorluklar yaşanmaktadır. Ameliyat öncesinde kesin tanısı konulamayan Foliküler Varyant Papiller Tiroid Kanseri olgularında, tiroid bezinin diğer lobunu çıkarmak için ikinci bir ameliyata gereksinim duyulmaktadır. Dolayısıyla, ameliyat öncesi kesin tanının konulması, hem hasta sağlığı hem de ekonomik açıdan önemlidir. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, ameliyat öncesinde benign ve papiller tiroid kanseri dokuları için ayırıcı tanının ya da ayrım yapacak tekniklerin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bu amaçla son 40 yıldan beri birçok moleküler teknik geliştirilmiş ve farklı moleküler hedeflerin PTK’nın ayırıcı tanısında kullanılması amaçlanmıştır. Özellikle, BRAF proto-onkogeninde görülen V600E mutasyonu PTK’nın patogenezinde rol almaktadır. Ancak, BRAF V600E mutasyonunun görülme sıklığı PTK’nın histopatolojik varyantları arasında farklılık göstermektedir. Ayrıca, klasik PTK’da yüksek prevelansa sahip RET/PTC rearanjmanı, foliküler varyant PTK’da düşük prevelansda görülür. Dolayısıyla da, geliştirilen moleküler teknikler ve hedeflenen moleküller, benign ve papiller tiroid kanseri dokularının ayırıcı tanısı için yeterli değildir. Son yıllarda hızla gelişmekte olan proteomik tekniklerin benign tiroid dokusu ve papiller tiroid kanseri dokularının ayırıcı tanısına yardımcı olacağı düşünüldüğünden proteomiks profilleri 2 boyutlu jel elektroforezi ve kütle spektrometresi ile incelenmiştir. Ancak bu çalışmalar, doku homojenizasyon teknikleri içerdiği için proteomik analizleri esnasında protein degredasyonu olabilmektedir. Ayırıcı tanıya katkı sağlayabilmek için, dokuya ait protein profillerinin bütün olarak incelenmesi önemlidir.

Çalışmamızda, klinikte en sık görülen papiller tiroid kanserinin histolojik varyantlarından klasik ve foliküler varyant dokuları Matrix-assisted laser desorption/ionization-Imaging Mass Spectrometry (MALDI-Görüntüleme) yöntemi ile analiz edilecek ve iki doku arasında belirlenen spesifik proteom farklılıkları sayesinde, IIAB sonucu şüpheli olarak değerlendirilen foliküler varyant papiller tiroid kanserinin teşhisi için biyobelirteç saptamak hedeflenmiştir. Böylece kullanacağımız yöntem diğer proteomiks analizlerden farklı olarak, homojenizasyon esnasında oluşabilecek protein degredasyonunu engellemesi ve dokuya ait histolojik bilgiyi koruması açısından daha avantajlı olacaktır. Dolayısıyla, bu yöntem kullanılarak papiller tiroid kanserinin histolojik varyantlarından klasik ve foliküler varyant dokuları arasındaki olası proteomik profil farklılıkları ve ayırıcı tanıya katkısı olabilecek biyobelirteçlerin araştırılması hasta sağlığı için önem teşkil etmektedir.

Ayrıca, tiroid kanserinin Türkiye’de görülme sıklığının dünyadaki görülme sıklığından 4 kat daha fazla olması, bu alanda yapılacak ve ayırıcı tanıya katkı sağlayacak çalışmalar açısından önem arz etmektedir. Planladığımız bu çalışmada hedefimiz; İİAB sonucu patologlar tarafından şüpheli olarak değerlendirilen ve düşük tanısal değere sahip papiller tiroid kanserinin foliküler varyantının ayırıcı tanısına katkıda bulunabilmektir. Çalışmamızın uzun vadede, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan hastaların tanı ve tedavisine olumlu yönde katkıda bulunmasını amaçlamaktayız.